BABİLLER HAMMURABİ KANUNLARI NELERDİR?



Babiller tarihi nasıl gelişti?



Güçlü  kökenli bir topluluk olan Babiller Amurrular tarafından kurulmuştur. Devletin kurucusu Sumu-Abum’dur. Özellikle devletin başına geçen 5. Kral Hammurabi ile Babiller diğer kavimlere yön vermişlerdi  egemenlik kurmuşlardır. Hititlerin çekilmesinden sonra Babil ülkesi Asurluların egemenliğine girmiştir. Medlerle birleşen Babiller M.Ö 625 yılında Asur devletini yenerek tekrar bağımsız olmuş ve II. Babil Krallığı’nı kurmuşlardır. Kurulan II. Babil devletine ise Persler son vermiştir. Sümerlerin etkisinde bir medeniyet kuran Babiller, ziggurat denen çok katlı tapınakları inşa etmişlerdir. Bu yapıların üst katı rasathane , alt katını ise ürünlerin depo edildiği kiler olarak kullanmışlardır. Mimari açıdan Mezopotamya’nın en gelişmiş medeniyeti Babiller olmuşlardır.
 Babil'in Asma Bahçeleri

Dünyanın antik yedi harikasından biri olan Babil’in asma bahçelerinin nerede olduğu bilinmemektedir. İşin aslı var olup olmadığı da kanıtlanmamıştır çünkü bu yapıya ait herhangi kesin bir arkeolojik bulgu yoktur. 1899-1917 seneleri arasında Alman arkeolog Koldewey’in başkanlığındaki bir heyet, yaptığı kazılarda önemli bulgular elde etmiştir. Bunlara göre bahçeler kat kat sıralanmıştı ve bu bahçeleri sulamak için nehirden su çeken meyilli su kanalları bulunmaktaydı.
İnanışa göre, M.Ö. 7. yüzyılda Babil Kralı Nebukadnezar’ın eşi Semiramis memleket hasreti çekiyordu ve Babil Kralı Nebukadnezar eşini neşelendirmek için Mezopotamya’nın kurak topraklarının ortasına bahçelerle, göletlerle ve yeşilliklerle dolu asma bahçelerini inşa ettirdi.

 Babil Kulesi

Sümerliler, inançları gereği yükseklere taparlar ve yer ile göğü bağlayan kutsal bir ağacın varlığına inanırlardı. Tanrıdağı diye adlandırdıkları bu kuleyi Dünyanın yedi harikasından biri olan Babil'in Asma Bahçelerinin içine yapmışlardır. Bu kuleyi zamanımızdan 5.000 yıl kadar önce Tanrı Marduk adına yapmışlardır. 
Kulenin ilk olarak, 90 metre genişliğe ve 90 metre yüksekliğe sahip 7 katlı bir bina olarak inşa edildi.
1.Kat-taşı, (34 m)
2.Kat-ateşi, (18 m)
3.Kat-bitkileri, (5 m)
4.Kat-hayvanları, (7 m)
5.Kat-insanları, (8 m)
6.Kat-gökyüzünü (6 m) ve
7.Kat da melekleri (15 m) sembolize ederdi.
Bir insanın bütün bunları öğrenip, anladıktan sonra yani yedi basamağı sırayla çıktıktan sonra Babil Tanrısı (Marduk’a) ulaşılabileceği düşünülürdü. İnançlarına göre Marduk insanlara sadece orada görünürdü. Ama onun görünmesine sıradan ölümlüler dayanamazdı. Bu nedenle tapınmaya gelen halktan kişiler birinci kata çıkabilirlerdi. Bundan sonraki üst katlara sadece rahipler çıkabilirlerdi. Çevresinde ise rahip sarayları, ambarlar, konuk odaları, Tanrı Marduk adına yapılmış olan diğer tapınak, Esagila'ya giden aslanlı geçit ve dini tören yolu bulunuyordu. O dönemde Babil'i işgal eden Tikulti -Ninurta, Sargon, Sanherip ve Asurbanipal kuleyi yıkmış ve tahrip etmişlerdi. Babil Kralları Nabopollasor ve Nabukadnasor tarafından kule yeniden yapıldı.
Ancak M.Ö. 479'da Babil'i fetheden Pers kralı Xerkes'in kuleyi yıkmasından sonra ne yazık ki kule tekrar onarılamadı. Sonrasında Büyük İskender Babil'e geldiğinde kulenin o harap haline bile hayran kaldı ve kuleyi eski haline getirmeye karar verdi. Büyük İskender kulenin enkazı için 10.000 kişiyi iki ay boyunca çalıştırarak molozları temizletti onarımı da Büyük İskender'in ölümüne kadar sürdü.
İslami kaynaklara göre, Kuran’da Hz. Musa, Firavun, Karun, Haman ve kerpiçten yapılan bir kule aynı hikâyenin içinde anlatılmaktadır. Farklı coğrafya ve tarihsel dilimlere ait bu öğelerin uyumunu sağlamak amacıyla bazı yorumcular kulenin piramit olabileceğini söyleseler de Mısır piramitlerinin ne mimarisi kuleye benzer, ne de inşaatında kullanılan malzemeler Kur’an da bahsedildiği gibi kilden yapılmıştır.
Hikâye Tevrat'taki ile benzerlik göstermesine rağmen Babil'de değil, Hz. Musa'nın yaşadığı dönemde Mısır'da geçmektedir. Tevratta, Firavun, Haman'a, kendisine kilden bir kule inşa etmesini, çıkıp Hz. Musa'nın tanrısına bakacağını söyler Babilden, Yakut el-Hamavi'nin yazılarında ve Lisan el - Arab'da da bahsedilir. Öyküye göre tüm insanlar rüzgârın önüne katılarak bir yerde toplanırlar. Buraya sonradan Babil denir. Babil'de insanlara Allah tarafından değişik lisanlar tahsis edilir ve yeniden rüzgârla geldikleri yerlere dağıtılırlar.
9. Yüzyıl  İslam tarihçilerinden El-Tabari'nin Peygamberler ve Krallar Tarihi adlı eserinde hikâyeye göre Nemrut Babil'de bir kule inşa ettirir. Tanrı bu inşa edilen kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili konuşan insanların dili böler ve 72 dile ayırdığını belirtir. 13. yy İslam tarihçilerinden Ebu el-Fida da aynı hikâyeden bahseder. İbrahim'in atası Hud'un kendi dili olan İbraniceyi korumasına izin verildiğini ekler.


*Yahudi ve Hristiyan kaynaklara göre,Tanah ve Eski Ahit iki dinde de benzerlik gösterdiği için Babil konusu  aynıdır. Tevrat'ın yaratılış kısmında Babil Kulesi'den bahsedilir. Nuh'un oğulları Büyük Tufan'dan sonra Sümer’e yerleşmiş, burada şehir ve göklere kadar yükselen bir kule yapmak istemişlerdir. Efsaneye göre Tanrı kendisine ulaşmaya çalışan insanların kendini beğenmişliğine, kibirli olmalarına kızardı

Yorumlar

Popüler Yayınlar