İkinci gök-türk İmparatorluğu..

II. Göktürk İmparatorluğu Kutluk Dönemi
*İlteriş Kağan
681 yılında Aşena ailesinden Kutluk Kağan, Çin’in kuzeyine yerleşmiş Türk boylarını yeniden toparlamayı başardı. Çin, Kitan ve Dokuz Oğuzlar/Uygurlar ile yapılan savaşlar sonucu Ötüken ormanında Göktürk Kağanlığı yeniden güçlendi. Kutluk devleti yeniden düzenledi ve güçlendirdi, bu sebeple Kutluk Kağan İlteriş (İli derleyen) adını aldı. 692 de ölen İlterişin yerine kardeşi Kapgan/Kapağan Kağan devletin başına geçti. Devlet kurulduğundan beri kağanlık danışmanı olan Tokyukukun’da bulunduğu Kitanan Tatabilere, Basmıllara, Çiklere, Azlara, Bayırkulara, Türgişlere On Oklara, Kırgız ve Dokuz Oğuzlara yapılan seferlerle Göktürk kağanlığının sınırları okyanustan Maveaünnehirdeki Temir Kapığı Demirkapıya kadar ulaştı. İpek yolunun büyük bir kısmı denetim altına alındı.
Kapkanın, Bayırkuların kurduğu bir pusuda öldürülmesi üzerine Göktürk Kağanlığının başına oğlu Ünal  geçti. Ancak Kutluk’un oğlu Bilge, Ünal’ın kağanlığını kabul etmedi. Boy beyleri Bilgeyi kağan ilan ettiler. Ünal kabul etmese bile öldürüldü. Yeni kağan başa geçince kardeşi Kül Tigin’e ordunun komutanlığını verirken, Tonyukuk’a vezirlik görevini verdi. Onun döneminde amcası dönemindeki gibi devletin egemenliğindeki boyların baş kaldırışlarıyla geçti. Çinin desteklediği Uygur-Karluk- Basmıl ittifakının Ötükene yönelik sürekli saldırıları, İpek Yolunun kilit noktası olan Çungaryanın Çinin denetimine geçmesi ve batıda On Ok budununu hakimiyetine alan Türgişler’in gün geçtikçe güçlenmesi sonucunda  Göktürk kağanlığı önlenemez bir çöküşe sürüklendi. Bilge Kağanın, danışmanı Tonyukuk’u ve küçük kardeşi Kül Tigin’i kaybetmesinden sonra zehirlenerek öldürülmesi üzerine yerine geçen Tengri Kağan çocuk yaştaydı. Onun kağanlığına karşı gelen Ozmış’da ülkeyi toparlayacak güçte değildi. Nihayet Uygurlar 745’te Ötüken’e girerek Göktürk Kağanlığına son verdiler. 
 Göktürk Devleti’nde Devlet Yönetimi ve Ordu

Türk töresine uyan devletin başı Kağan unvanlı hükümdardır. Kağanda Bilgelik, erdemlilik ve Alp’lık aranırdı. İl denilen ülkeyi ,bilgili, kahraman, özü sözü bir erdemli devlet başkanı yönetirdi. Kağan’ın görevleri arasında savaş gücüyle devleti kurma ve düze koyma, yeni alınan yerlere iskan, töre yani kanunları düzenlemek, halkın doyurup giydirmek vardı. Ülke geniş bölge teşkilatları gereğince Doğu ve Batı olmak üzere ikili devlet sistemine göre idare edilirdi. Kağanın eline Katun denirdi. Kağandan sonra gelen en yüksek rütbe yabguluktur. Göktürk, devlet idaresinin en soylu, tecrübeli Türk boylarının elinde kalmasına dikkat etmişlerdir. Önceleri sayısı bir olan Yabgu’ya, devlet genişledikçe ihtiyaç çoğalış, Batı Türkistan gibi bölgelere yenileri atanmıştır. Şehzadelere Tigin veya Tegin, Şad; eşlerine Konçuy adı verilirdi. Tiginler’i, genel valilik, başkomutanlık gibi önemli memuriyetlere göre yaparlardı. Boy hükümdarına Kan  denmekteydi. Tarkan, Çur, Apa, Tudun büyük memuriyetlerdendir.

*Kengeş Meclisi
Göktürk ordusu, yükselme döneminde Asya’nın ne güçlü askeri kuvvetiydi. Ordunun üçte ikisi süvari, biri de piyadeydi. Akınlarda ve savaşlarda süratli hareket etmek esastı. Gece ve gündüz sıkı yürüyüşle yol alan ve atlarına nöbetleşe binen Türk süvarisi, hiç ümit edilmedik anda, hiçbir haber alma şansı bırakmadan düşman ordusuna saldırırdı. Savaşta düşman askeri miktarı yüzbinleri bulursa, Türk ordusu kırdırılamazdı. Bozkır taktiği ile ilk önce geri çekilirdi. Merkez üssünden ayrılan düşman, vurkaç ve gerilla savaş ile yıpratılıp, ani baskınla yok edilirdi. Göktürklerin bayrak ve tuğlarının tepesinde altından yapılmış kurt başlı heykel bulunurdu. Tuğ ile davul da bağımsızlık sembolleriydi. Göktürklerin başkenti Ötüken’dir. Burası Orhun Irmağı ile Selenge Irmağı’nın tarım kolu arasında, ormanlar içinde bitki örtüsü ve suyu bol bir şehirdi. Ötüken’den başka Barshan, Çargelen,Çumgal, Çaldıvar, Atbaş, Şirdakbeg, Nanageldi, Fergana, Yassıkugart, Çikircik başlıca Göktürk şehirleridir. Göktürklerde karar, seçim, insan ve hayvan sayımı için ziyafetli devlet meclisi seviyesinde “Kengeş Meclisi” toplanırdı. 

 Göktürk Devleti’nde Sanat ve Edebiyat
Orta Asya’da yapılan araştırma ve kazılarda Göktürkçe yazılı eserler bulunmuştur. Para, taş ve ağaç üzerine yazılan metinlerde, para ve taşlar üzerine yazılanlar günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. İlk Türk abidelerinde yazılara altıncı yüzyılda rastlanmıştır. Bunlar kısa metinlerdir. Elde kalan Bengü Anıtları, Orhun Yazıtları veya Türük Bengü Taşları’da denen üç büyük yazıttır. Taşların üzeri oyulmak suretiyle yazılar kazınmıştır. Bu yazıtlar; Göktürk Kağanı Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Tonyukuk adlarına yazılıp, dikilmiştir. Yazıtlar kireç taşına yontularak yazıldığından zaman ve açık havanın tahribatına maruz kalıp bozulmuştur. Bu yüzden bazı satırları ve birçok kelimeleri okunamaz durumdadır. Kül Tigin’in Kitabesi, içlerinden en az zarar görenidir.
Orhun abidelerinin yazıldığı Göktürk alfabesi 38 harflidir. Türklerin milli alfabesi olan bu yazı sisteminde 4 sesli, 9 birleşik, 25 de sessiz harf bulunmaktadır. Kelimeler birbirinden iki noktayla ayrılır. Türklerin İslam dinini kabulünden önce yazılan Orhun Abideleri, içerik olarak Türk tarihi ve kültürü bakımından önemlidir. Abidelerde; Türklerin yabancıların siyasetine alet olduğu zamanlarda bozulduğu, devlet kademelerinde bilgili ve ehli olmayan kadronun iş başına getirildiği zaman idare sisteminin iyi çalışmayıp, ahalide hoşnutsuzluk görüldüğü yabancı kültürün Türk birliğini zedeleyip, kişiliğini kaybettirdiği, hitabet sanatına uygun bir anlatımla verilmiştir. Türk milletinin en zor şartlarda bile içinden kuvvetli şahsiyetle çıkıp, ülkeyi kurtarıp, devleti yeniden kurup, güçlendirdiği anlatabilen abidelerde devlet tecrübesi yanında Türklüğün bağımsızlık fikrine de verilmiştir. Ayıca bu yazıtların yazılması Kağanların millete hesap vermesidir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar